Her canlı gibi insanda doğar, yaşar ve hayatının değişik dönemlerini, ömür denilen zaman dilimi içinde bırakarak ölür.
Yüce Allah insana bu dünya hayatını bir imtihan olarak vermiş, olumlu ve olumsuz bakımdan sonuçlarını da bildirmiştir. Eğer Müslüman, güzel ve faydalı ameller işler ve dünya hayatının aldatıcılığına kendini kaptırmaz, zamanını iyi değerlendirirse imtihanda başarılı olup kurtuluşa erenlerden olur.
Yok zamanını yararlı ve faydalı değerlendirmezse ahirette kaybedenlerden olur.
İslam Dini, ahiret hayatını dünya hayatındaki davranışlarımıza bağlamıştır.
Yüce Allah Kur’an-ı Kerimin Necm Süresinin 39 ve 40. ayetlerinde mealen şöyle buyurur: ‘İnsan çalıştığının karşılığını alır. Onun çalışması şüphesiz ileride görülecektir’.
Sevgili Peygamber Efendimiz de bir Hadisi Şeriflerinde: ‘Dünya ahiret’in tarlasıdır’ buyurarak dünyayı ahiretin bir ekin yeri saymış, burada ne ekersek ahirette onu biçeceğimizi bildirmiştir.
Sağlam olduğu halde dilencilik yapanların, gücü yettiği ve imkânı bulduğu halde bir iş tutmayanların, zamanlarını boşa geçirip tembellik edenlerin dünyada da ahiette de yerleri yoktur.
İslam dini: uyuşukluğu, tembelliği ve başkasına yük olmayı kesinlikle reddeder.
Peygamber Efendimiz H.Ş’de: ‘Sizin hayırlınız dünyası için ahiretini, ahireti için de dünyasını terk edeniniz değil, sizin en hayırlınız her ikisi içinde çalışanınız ve başkasına yük olmayanınızdır’ buyurmuşlardır.
O halde Müslüman, çalışkan, dürüst, dünyası ve ahireti için güzel işler yapan bir insan olacak, asla tembel, uyuşuk başkasına yük olmayacaktır. Çünkü Müslüman dünyada yaptıklarından dolayı ahirette hesaba çekilecektir.
Müslüman alan el değil veren el olmalıdır. Verebilmesi içinde çalışması gerekmektedir. Tekrar dünyaya geri gelemeyeceğimize göre: zamanını boşa harcamamalıdır. Vakit kılıç gibidir. Sen onu kesmesen o seni keser. Vakit nakitten daha değerlidir. Çünkü kaybedilen bir nakdi tekrar kazanma ihtimali vardır. Fakat boşa geçen bir vaktin tekrar elde edilmesi mümkün değildir. Onun için Peygamber Efendimiz: ‘iki değerli şey vardır ki insanlar ondan gafildir, Sağlık ve zaman’ buyurmuşlardır.
Ahiret’te insanların en fazla pişman olacakları şey, hayatta iken boş yere geçirdikleri zaman olacaktır. Ancak o zamanda pişmanlık fayda vermeyecektir.
Allah rızası için şöyle bir düşünelim; 24 saatimizin neredeyse 8 saatini boşa harcıyoruz.
4-5 saat TV. İzliyoruz, 2-3 saat sanal alemde geziyoruz, dedi kodu yaparak geçirdiğimiz vakit, vb. Boş yere geçen vaktin maddi ve manevi zararlarını yazmakla bitiremeyiz. Bu Boşa geçen zamanımız ya işimizden, ya sağlığımızdan ya da ibadetimizden çalıyor demektir.
Peygamber Efendimiz ‘Meşguliyet gelip çatmadan evvel, boş zamanınızı ganimet bilerek iyi değerlendirin’ buyurmuşlardır.
Kaybedilen paranın, malın telafisi mümkündür. Ama kaybedilen zamanın telafisi asla mümkün değildir. Zamanımız su gibi akıp gidiyor. Her geçen gün ahirete biraz daha yaklaşıyoruz.
Dün öyle yâda böyle geçti. Yarın ne olacağı belli değil. Gün bugün. Fırsatı değerlendirelim. İnsanın eline fırsatlar çok geçmez. Sonra ah vah etmenin anlamı da olmaz.
Eline diline sağlık hocam güzel şeyler yazmışsın ama insanlar artık okumaktan uzaklaştı işimiz çok zorlaştı ALLAH kolaylık versin ....