Doğruluk; düşüncenin gerçekle uyuşması, yaptığımız ve söylediğimiz fiil ve sözlerimizin gerçeğe aykırı olmaması.
Kişinin, "Ben davranışlarım ve sözlerim ile içim rahat olarak akşam evime dönüyorum" diyebilmesidir. Bir amir, emri altındakilerin hakkıyla işlerini yapıp yapmadığından haberdar değil ise doğruluktan bahsedemez. Emri altındaki işçiler sabah saat 10'da iş yerine varıp, üzerine bir de çay demleyip içer, saat 12'de işe başlar, saat 2'de bir çay daha delmeyip saat 3'de iş yerinden ayrılır ise doğruluktan bahsedemez. Bahsedilen işçiler, bu akşam "Çocuklarımın yiyeceğini helalinden kazandım içim rahat olarak evime dönüyorum" diyemez.
Bir müftü, emri altındaki bir din görevlisi, camiye Cuma'dan Cuma'ya uğruyor ise, beş vakit ezanın günde sadece birisini veya ikisini okuyor, camilerin tuvaletlerine pislikten girilmiyor, abdesthanesinde abdest alınmıyor ise, doğruluk fetvası veremez, doğruluktan bahsedemez.
Bir din görevlisi, vefat eden bir meftayı yıkar, yıkama işi bittikten sonra pazarlarda tacirlerin birbiriyle yaptıkları mal pazarlığı gibi cenazenin yıkama parasının pazarlığını yapıyor ise hutbede ve kürsüde doğruluktan bahsedemez.
Bir belediye başkanı, hele ki şu 21. asırda yol ortalarında logar kapakları ağızlarının birisi aşağıda, birisi yukarıda olup, gelip geçen arabalara zarar veriyor ise, halen merkeze bağlı yani ilçenin içindeki yollarda çamurdan çıkılmıyor, şu benim adamım, bu benim adamım değil diye adam kayırıyor, yollarını yaparken ayrılık gözetiyor, yağmur yağdığı zaman millete çamur içiriyor ise adaletten, doğru ve dürüst çalıştığından bahsetmesi mümkün değildir. Bir esnaf, insanların geçecekleri kaldırımda mallarını sergiler, insanların serbestçe dolaşmalarına engel olur, kötü malı iyi diye satmak için bin bir çeşit yalanlar kıvırıyor ise, kazancını helal kazandığından ve doğruluktan bahsedemez.
Bir kıraathane sahibi yine masa ve sandalyelerini kaldırımlara çıkarıp, oralarda çesitli oyunlar oynatıp sokaktan geçenleri rahatsız ettiğinde benim kazancım helal diyemez.
Aynı şekilde sokak ve caddelerdeki vasıtaların sahipleri tarafından ara sokak girişlerine, kaldırımlara ve vatandaşı rahatsız edecek yerlere çekilerek, o vasıtaları park edilmesi gerekli olan yerlere park ettirmeyerek görevlerini yapmayan, trafikle sorumlu kişilerin de doğruluktan bahsetmesi, görevini yaptığını söylemesi mümkün değildir.
Yine bir köye gelen devlet ödeneğini (yol asfaltını veyahut başka bir yardımı) kendi köyüne veya yandaş köye kaydıran, Ahmet'e başka, Mehmet'e başka görünen bir siyasi parti görevlisinin de helalden, haramdan doğruluktan bahsetmesi mümkün değildir.
Bir muhtar, köyde yaşayan vatandaşa, "Eğer senin evin inşaatını bana verirsen sana kolaylıklar sağlarım, evin elektriğini alıken de sana yardımcı olurum" deyip, seçimlerde kendine oy verenlere ayrı, vermeyenlere ayrı davranıyor ise, bu kişinin köyde adaletli davrandığından ve doğruluktan söz etmesi mümkün değildir.
Büyük şair Yunus Emre ne güzel şöylemiş, "Cümleler doğrudur sen doğru isen, doğruluk bulunmaz sen eğri isen" Dost acı ama gerçek söyler. Saygılarımla.
hocam az söylemişsiniz bu kişilerde ar duygusu olmadığndan nedeseniz boş devir kötülerin devri akıllanmazlar bunlar siz gibi inasan lar bunların kafasına vura vura belki saygılar hocam.
Hocam yüreğinize sağlık konu mükemmel olmuş tebrikler
Öncelikle bu konuları dile getirdiğiniz için çok teşekkür ederim. Demekki şü memlekette hala bu konuları unutmayan ve doğruları dile getiren birileri var nezaman bu düşüncede olan kişilerin yanındayım ...
Estegfirullah değerli ad.soyad adli kardeşim.benim görevim saldırmak değil de.elimden geldiği kadar gerçekleri yazmak.
Gercektende turkiyeyi ve turkelini tam tarif rden bir yazi olmus.hocam saygi ve sevgilerimi sunarim.
Değerli hocam gerçekten gercek bir konuya deginmissin.tesekkur ederim.devamını bekliyoruz
ağzına sağlık böyle tepkilerde olmasa meydan kimlere kalır.Mevlana ne güzel demiş "iyilerin suskunluğu kötülerin hakimiyetini getirir"
Muhterem hocam yazı güzel olmuş zaten Cenab-ı Allah Kur'an'ı kerim de peygamberimizde hadisi şeriflerinde insanlığın huzur içinde yaşayabilmesi için gerekenleri en güzel şekilde anlatmış ve istikamet üzere dosdoğru olun buyurmamışmı ne zaman Kur'an dan uzaklaştık ne zaman Hz. Peygamberimiz yolundan ayrıldık bu yazında anlattıkların başımıza geldi. Unutmaki insanların başına gelenler kendi yaptıkları yüzündendir. Vesselaam
Boşverme hoca saldır bu konulara. Ekmediği tarla için devletten yardım alan üstüne üstlük birde devlete kötü diyen kişilerin doğruluğunu konuş. Hak etmeyeni hak etmediği yere memur yapanın doğruluğunu da konuş. Oy vermedi diye kendisine sosyal yardim verilmeyen kişiye o yardımı reva görmeyen memurun doğruluğunu konuş daha çok var sıralamaya kalsak belki de doğru adam kalmaz Türkeli de.
Guzel bir yazi. insallah anlayanbilenler anlar
Mukemmel bir yazi tesekkur ederim yazarim