1913 yılında Türkeli'nin Oymayaka köyünde dünyaya gelen "Elvide Ana", yaz-kış yalın ayak gezer, herkesin ilgisini çekerdi. Kocasının kuma getirmesine tepkisiydi onu yalnız yaşama sürükleyen. Sonsuz bir geziye çıkmıştı "Elvide Ana". Topladığı ekmek ve yiyecekleri kendinden önce köpeklere yedirir, onlarla kar, yağmur demeden Sinop-Zonguldak arasında sahilde dolaşırdı.
Meskeni yoktu, herkese kendini sevdirmişti. Bir avuç fasulye ile şehir ve köy içlerinde yolunu kesenler gönlünü alarak fallarına baktırırlardı. Sesi çok güzel olan Elvide türküler okurdu.
Kimseye minnet etmez, acındırarak, yalvararak ekmek, yemek istemezdi. Verilen giysileri, bez parçalarını üstüne kat kat giyer, bağlardı.
Elvide’nin her geliş-geçişi olay olurdu. Uzun bir süre gözükmeyince herkes onu merak eder, soruştururdu. Doğanın yıpratamadığı kadın Elvide, 75 yaşında Güllusu’da 3 Nisan 1988’de kamyon çarpması sonucu yaşama "elveda" dedi.
O günlerde yaşantısını yakından takip eden Ertunç Şen ise, "Elvide Ana"nın hüzünlü yaşamına dair aşağıdaki şiiri hazırladı:
ELVİDE ANA
Şu fakiri yeni yetmeler bilmez pek,
Derdimi anlatsam, dayanmaz yürek,
Yalınayak, yarı aç, susuz dolaştım dağı taşı,
Peşimde insan görünen kişilerden daha dost, bir sürü köpek.
Oysa bende kum taneleri kadar seviyordum şu hayatı,
Üzerime kuma getirinceye kadar, koca dediğim insansı
İşte o günden sonra terk ettim, zalimlere ait evi barkı,
Sırtımda yüklendiğim koca bir dünya, dilimde hiç bitmeyen bir şarkı.
Korkmadım kurttan kuştan, itten puşttan ve gecenin kör karanlığından,
Çıplak ayaklarım, kıpkırmızı yanaklarım kâh sıcaktan yandı, kâh dondu ayazdan,
ne bir Kaymakam, ne bir Belediye reisi, ne de varlıklı biri tutmadı elimden,
o devirler, kelli felli, köstekli saatlilerin alayı sahteydi ve zalimdiler zalimden.
Bana bazen kapısını açan, ekmek çay verenler hep garibandı,
yardımı etmeyi bırakın, şu garip bazı insansılar tarafından hor görülüp taşlandı,
Veysel dayının dediği gibi yürüdüm hep gündüz gece,
Helaldı'dan Çatalzeytin'e vardığımda gün aydınlandı.
Boynumda kaderin yağlı ilmeği, belimde eski giysilerden kuşaklar,
Gülerek selamlıyor tarlalardan beni içi buğday dolu başaklar,
gecenin gece vakti bir kamyon koparttı beni bir fiske hisse alamadığım hayattan,
kimdir şu garip diye soranlara, "Türkelili Elvide Ana" dersiniz, oldu mu uşaklar.
"Elvide Ana"nın yaşamına dair makale, haftaya gazeteniz Türkeli'nin Sesi'nde.
YORUMLAR