Bismillahirahmanirrahim. Rahman ve Rahim olan Allahın adıyla.
Sevgili okurlar; uzun bir süre oldu aranızda yoktum. Rabbim'e hamdolsun ki tekrar aranızdayım. Sevgili kardeşlerim, "devlet" dedim! Evet devlet, esas olandır ve devamlılığı esastır. Devlet, olmazsa olmaz, devletsiz yaşanmaz. Sahipsiz gibidir insan, devletsiz ise eğer asıl olan devlet; yeryüzü, gökyüzü, arşın, arzın, yaratılmış her şeyin sahibi Allah (c.c) hükmünün geçerli olduğu tüm beşeriyet ve canlıların yegane yönetim şekli olan islam şeriatı insanlığın huzuru bir arada yaşaması, paylaşması, kardeş olması, insanca insan gibi yaşaması için olması gereken devlet, evet islam devletidir! Ama maalesef günümüz dünyasında emperyalist ve siyonist, kapitalist güçler, beşeri sistemlerini kurmuş, adına "laik, demokrasi vb. bütün insanlığa hizmeti esas almayan sistemler oluşturup, Allah (c.c) hükümlerini Allah'ın mülkünde geçersiz kılmaya çalışıyorlar ama bir şeyi unutuyorlar, yüce Allah (c.c) Tövbe süresi 32. Ayetinde, "Onlar, o kafirler ve zalimler Allah'ın nurunu (güya) ağızlarıyla söndürmek istiyorlar, halbuki kafir ve zalimler hoşlanmasa da Allah (c.c) mutlaka nurunu tamamlayacaktır." Ve işte o zaman Allah'ın mülkünde beşeri yönetimlerin hükümsüz olduğunu, beşeri sistemlerle insanlığa nasıl zulüm ettiklerini her canlı görecektir.
Sevgili okurlar, değerli kardeşlerim; millette gelince içinde barındığı, yaşadığı devlette asla ihanet içersinde olmamalı ve teşebbüs etmemelidir. Yani millet olarak rengi, dili, kavmi, milliyeti ne olursa olsun bir arada birlikte, insanca ve hele hele halkı müslüman bir devletse bu, müslümanlar olarak, millet olarak o devletin devamlılığı için gayret ve çaba göstermek zorundayız. Yani milleti ibrahim olmalı, ümmet mantığıyla yaşamalı, siyah, beyaz, arap, acem üstünlüğüyle değil üstünlük takvadadır şuuruyla müslüman millet ve bir bütün ümmet olmalı, devletimiz dediğimiz bölge toprak alan bizim, millet olarak olmazsa olmazımız olmalı ve bayrağıyla, toprağıyla, içinde yaşayan milletiyle bir ve birlik içinde kardeşçe yaşanmalıdır, Asıl millet de bu şuurla yaşayan millettir.
Değerli kardeşlerim; hükümete gelince kurulmuş nizami, belli düzeni, belli yasa, ana yasaları belli olan bu sistemi devam ettirmek ve adına halk tarafından hükümet denilen seçimlerle başa gelen aynı devlete mensup sistemi kabul etmiş, bireylerle seçilmiş olan meclis belediye milletvekilleri, yönetimler ve devlette bağlı yönetici kesimdir, yani sokakları temizleyen temizlik işçisinden tutun en tepedeki yöneticiye kadar hükümete bir bütün halinde çalışma yürütmek zorundadır, her hükümet devletini en iyi şekilde temsil etmeli, halkını en iyi şekilde yönetmelidir. Hz. Ömer'in adaleti gibi adalet etmeli, nil'in öbür ucunda bir keçi yavrusu suya düşer, boğulursa benimde bundan haberim olmazsa Allah (c.c) nasıl hesap veririm şuuruyla hükmetmeli, adil olmalı, hak, hukuk adaletle, ki aksi olunca Allah (c.c) uyarıyor; "Eğer işgal ettiğiniz mevki, makamlarını hakkını vermez hak ve adalatten saparsanız, Allah (c.c) sizi ordan indirir yerinize de zalimleri getirir ve o zalimlerin her bir zulümlerine ortak olursunuz ya da Allah nezdinde kafir ve zalim olursunuz."
Şöyle ki Allah (c.c) bir ayeti celilesinde şöyle buyuruyor; "Arştan arza inen ilahi kanunlarla hükmetmeyenler kafir zalim ve fasikların ta kendileridir" işte hükümetler bu kadar vebal altındadır, yani kardeşlerim devleti temsilen hükümet yerel veya genel yöneticilerimizle, millet olarak bir birlik içerisinde olmalı ne olursa olsun milli ve manevi bir sadakatle devletimizin, bayrağımızın, vatanımızın, kahraman birer savunucusu olmalıyız. Allaha emanet olun.
"Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi, olmaya devlet cihanda, bir nefes sıhhat gibi."