• Künye
  • İletişim
  • Çerez Politikası
  • Gizlilik İlkeleri
  • Önemli Telefonlar
Anasayfa
  • Gündem
  • Genel
  • Politika
  • Ekonomi
  • Magazin
  • Spor
  • Sağlık
  • Kültür-Sanat
  • Dünya
  • Yerel Bilim ve Teknoloji Eğitim Asayiş Çevre
  • Ara
SON DAKİKA:
17:58
Ayaz köyünde yangın
Video Galeri Foto Galeri Yazarlar
A
Büyüt
A
Küçült
Yorumlar
  1. Köşe Yazarları
  2. Anıl DİNCEL
  3. Lozan’ı anlamak
Yayınlanma: 07 Ekim 2016 - 23:10

Lozan’ı anlamak

07 Ekim 2016 - 23:10
Yorumlar
Yazdır
A
Büyüt
A
Küçült
Yorumlar
Lozan’ı anlamak
Anıl DİNCEL

Yazımın başlığından da anlaşılacağı üzere, son günlerde 1923’de imzaladığımız Lozan Antlaşması, Cumhurbaşkanımızın çıkışı ile tekrar gündeme gelmiştir.

Tarihi hadiselerin önümüze gelmesi olağan olsa da, bazı konuların sürekli ısıtılarak tekrar edilmesi pek olağan olmasa gerek. Ancak yine de böyle mühim konuları çeşitli çevrelerce tartışılması sağlıklı değerlendirmeler açısından gayet güzeldir. Lozan Antlaşmasını değerlendirirken zannımca en mühim hadiselerden bir tanesi dönem koşullarına göre değerlendirmektir.

Kısaca ifade edecek olursak; 1911 tarihinde İtalyanların Trablusgarp’da (Bugünkü Libya) işgalci faaliyetlerde bulunması ile Osmanlı İmparatorluğu 11 yıl sürecek savaş serüvenine girdi. Trablusgarp’ın etkileri sürerken bir yıl sonra Balkan Savaşları başladı ve devlet oldukça yıprandı. Tam yaralar sarılır artık denilirken, tarihe büyük kıyamet olarak da geçen Birinci Cihan Harbi başladı. 1918 itibariyle savaştan yenik çıkan devletler, çok ağır hükümler içeren anlaşmalara maruz bırakıldı. Bu anlaşmalara karşı isyan eden Mustafa Kemal önderliğindeki Türk Milleti, 1922’e dek süren büyük kurtuluş mücadelesi vermiştir. Bizler bugünlerde sıcak koltuklarımızdan Lozan’ı değerlendirirken, o dönemi yaşayan insanlar 11 yıllık savaş döneminden Lozan’a gittiler, yani ‘Barış’a aç bir şekilde. Son olarak Lozan’a giden Türkiye’nin, İstanbul’u, Boğazları ve İzmir Limanı işgal altındadır. Bu durumda olan bir ülke, bir an önce kalkınmak zorunda ve bunun için de kalıcı barışa ulaşmak zorunda.

İkinci husus olarak, Lozan zafer mi hezimet mi yaklaşımından ziyade Lozan, iki tarafında razı geldiği bir anlaşmadır. Ankara Hükümeti Lozan’a galip olarak gittiğini düşünse de, Lozan’daki bütün devletler (Sovyet Rusya hariç) Türklerin zafer kazandığını düşünmüyordu, çünkü onlara göre, Türkler  sadece Yunanlıları yendi algısı hakimdi. Yani, Lozan’da karşı karşıya gelen her iki taraf da kendisini galip, karşısındakini mağlup olarak görmüştür. Bizim Lozan’a giderken ki aklımızda iki temel nokta vardı: 1) Misak-ı Milli 2) Tam Bağımsızlık.

Misak-ı Milli konusunda en çok gündeme gelen Musul konusudur. Musul ile ilgili olarak, Lozan’a giderken Musul bizim elimizde değil, İngilizlerin elindedir. 8 Kasım 1918’de Osmanlı İmparatorluğu Musul’u terk etmiştir. Hatta Osmanlı 6. Ordusu Komutanı Ali İhsan Paşa şehri İngilizlere terk etmemek için istifa etmiştir. Ali İhsan Paşa’nın yerine gelen Binbaşı Halit, İstanbul Hükümeti’nden aldığı emir ile Musul’u terk etti ve 15 Kasım 1918’de İngiliz askerleri Musul’a asker çıkarıp işgal etti. Şu soruyu burada sormak isterim. Lozan’a giderken, vazgeçilmez şartımız olarak öne sürdüğümüz Misak-ı Milli sınırlarında elinizde bulunmayan Musul’u da dahil etmeniz ve Musul konusunu Lozan Antlaşması sonrasına bırakılması için mücadele verenler mi Musul’u almak istemediler? Mustafa Kemal bu konuyu şöyle ifade eder: ‘’Musul’u vermemekte ısrar edersek savaşa girmiş oluruz. Musul meselesini bir seneye kadar halletmek üzere erteleyip barışa geçmek gerekli. Bu ondan vazgeçmek değildir. Ama karşımızda yalnız İngilizler değil, Fransız, İtalyan, Japon ve bütün dünyanın düşmanları var. Lozan sonrası bu konu tekrar görüşüldüğünde sadece İngilizlerle karşılaşacağız’’ ifadelerini kullanır.

Tam bağımsızlık konusuna da kısaca değinmek isterim. Lozan’daki konferansın başlangıcında Poincare İsmet Paşa’ya ‘’ Sizin için en önemli konu nedir? Diye sorunca İsmet Paşa hiç düşünmeden ‘’ Tam Bağımsızlık’’ demiştir. O dönemde dahi, Osmanlı’dan kalan Kapitülasyonlarını sonuna kadar kullanan Lozan temsilcilerine (bir nevi Osmanlıyı sömürüyorlardı) bu haklarından vazgeçirmek, büyük bir başarı sayılmalıdır. Tam bağımsızlık hususunda 16 Temmuz 1923 tarihli İngiliz Gizli İstihbarat Servisi’nin şu raporu dikkat çekicidir: ‘’M.Kemal tam bağımsız bir Türkiye yaratmayı iyice kafasına koymuştur. Bu uğurda seçimlerde muhalifleri dize getirmeye kararlıdır’’.  Son olarak belirtmek isterim ki, Lozan muhteşem bir zafer, veya çok kötü bir anlaşma değildir. Lozan ile kazandıklarımız da kaybettiklerimiz de önemli. Ancak o dönem şartlarında Sevr gibi bir anlaşmanın sunduğu ülke sınırlarından bugün bulunduğumuz sınırlara gelmemiz (Hatay daha sonra) 1924 tarihli Fransız Gazetesi Eclair’in de ifade ettiği gibi ‘’ Hilal’in Haç’a büyük bir darbesi’’ olarak o dönemki Müslüman ahaliyi de oldukça mutlu etmiştir.

Bu yazı 5661 defa okunmuştur.
  • YORUMLAR
adlı kullanıcıya cevap x
Gurbetçi Kemal
8 yıl önce

Güzel bir yazı olmuş. Hemsehrimizin ellerine sağlık. İnşallah tekrar televizyonda görebiliriz. Sevgilerle.

Cevapla
Beğen (0)
Beğenme (0)

Yazarın Diğer Yazıları

  • En büyük bayram - 29 Ekim 2020
  • Kırılma noktası - 23 Nisan 2020
  • Güç zehirlenmesi - 31 Ağustos 2019
  • Geldikleri gibi giderler! - 19 Mayıs 2019
  • Ya Çanakkale geçilseydi? - 18 Mart 2019
  • Türk Ordusu ve Ağustos - 26 Ağustos 2017
  • Evet, soykırım yapıldı! - 27 Mayıs 2017
  • Kötülüğün Sıradanlığı ve İnancın Zaferi - 13 Mayıs 2017
  • 23 Nisan Hakimiyet-i Milliye ve Çocuk Bayramı - 23 Nisan 2017
  • Cumhuriyet kolay kazanılmadı - 28 Ekim 2016
    Köşe Yazarları
    İyilikler unutulmasın, niyetler temiz kalsın: Bir şenlik üzerine düşünce
    Muhterem DEMİREL
    İyilikler unutulmasın, niyetler temiz kalsın: Bir şenlik üzerine düşünce
    Kupa beyi
    Misafir Kalemler
    Kupa beyi
    Kestane gal arısı
    Mehmet YALDIZ
    Kestane gal arısı
    Allah-Sillah
    Abdullah KURU
    Allah-Sillah
    Güllüsu'da deniz çekilmesi üzerine bir değerlendirme
    Prof. Dr. Cevdet YILMAZ
    Güllüsu'da deniz çekilmesi üzerine bir değerlendirme
    Duygularla ilişki
    Beyhan ERDAL
    Duygularla ilişki
    Kurban ne demektir?
    İsa YAMAN
    Kurban ne demektir?
    En büyük bayram
    Anıl DİNCEL
    En büyük bayram
    Türkeli ve Hastane
    Yunus Celal ARAZ
    Türkeli ve Hastane
    Çok Okunan Haberler
    Atış Yapı iflastan kendini kurtarabilecek mi? Mağdur alacaklılar için hukuki süreç ve öneriler
    Atış Yapı iflastan kendini kurtarabilecek mi? Mağdur alacaklılar...
    Bursa Mudanya Yolu'nda alevler yükseldi! Çağrışan'da yangın paniği!
    Bursa Mudanya Yolu'nda alevler yükseldi! Çağrışan'da yangın...
    Türkeli’nin 5 köyüne baz istasyonu müjdesi
    Türkeli’nin 5 köyüne baz istasyonu müjdesi
    Ana Sayfa
    Gündem
    Genel
    Politika
    Ekonomi
    Magazin
    Spor
    Sağlık
    Kültür-Sanat
    Dünya
    Yerel
    Bilim ve Teknoloji
    Eğitim
    Asayiş
    Çevre
    Köşe Yazarları
    Foto Galeri
    Video Galeri
    Biyografiler
    Vefatlar
    Günün Haberleri
    Arşiv
    Gazete Arşivi
    Karikatürler
    Anketler
    Hava Durumu
    Gazete Manşetleri
    Nöbetci Eczaneler
    Namaz Vakitleri
    • Dünya
    • Ekonomi
    • Gündem
    • Kültür-Sanat
    • Magazin
    • Sağlık
    • Spor
    • Foto Galeri
    • Video Galeri
    • Köşe Yazarları
    • Biyografiler
    • Vefatlar
    • Günün Haberleri
    • Arşiv
    • Gazete Arşivi
    • Karikatürler
    • Anketler
    • Hava Durumu
    • Gazete Manşetleri
    • Nöbetci Eczaneler
    • Namaz Vakitleri

    • Rss
    • Künye
    • İletişim
    • Çerez Politikası
    • Gizlilik İlkeleri
    • Önemli Telefonlar
    • Nöbetçi Eczaneler

    Sitemizde bulunan yazı , video, fotoğraf ve haberlerin her hakkı saklıdır.
    İzinsiz veya kaynak gösterilemeden kullanılamaz.