Limon yiyen birini gördüğümüzde istemeden etkilenir, ağzımız ekşir. Esneyen birini gördüğümüzde ise biz de esnemeye başlarız. Ağzımız açılır. Boğazına gıcık duran kimseyi dinlerken istemeden öksürürüz. Boğazımızı temizlemeye çalışırız. Bunlar Mevlanın biz kullarına verdiği doğuştan gelen fıtrat özellik ve etkileşimdir. Biz istemesek te içten gelen duygulardır. Hatta duyguda kalmayıp fiiliyata dönüştürdüğümüz masum hallerimizdir. Bu haller aynı havayı, aynı suyu, aynı ülkeyi,aynı inancı paylaşan bizler için ne güzel mesaj verirler.
Din kardeşi olan bizler acıyı ve neşeyi paylaşmada nasıl kenetlenmemiz gerektiğini, ümmetin ortak dertlerinde aynı şekilde tavır ve kolektif harekette bulunmamız gerektiğini bilmemiz gerekir. Ağlayan din kardeşimizin gözyaşı bizi hüzne sevketmeli. Aç yavruların dramları yüreklerimizi burkmalı.Bilhassa İslam aleminin içinde bulunduğu acı, işgal, kan ve gözyaşı bizleri derinden düşündürmelidir. Din kardeşimizin derdi tıpkı limon gibi yüzümüzü ekşitmeli. Başlarına bomba yağan, denizlerde boğulan, kıyılara vuran, enkaz altlarında can verenler iştahımızı kesmeli. Denizlerde balinaları, sokaklarda kedi ve köpekleri kurtarıp, ama insan için kılı kıpırdamayan şovmen sahtekarlardan farkımız olmalıdır. Evet tekrarlıyorum, nasıl ki fıtratımızda limon yiyene, esneyene, öksürene tepki ve etkimiz varsa insan ve Müslüman olmamızdan ötürü ezilen kimselere karşı otomatikman merhamet ve yardım duyguları uyanmalıdır. İnsanlığın derdi derdimiz olmalıdır. Nereye bu gidiş? Uyanmalıyız. Neden hep Müslümanlar? sorgulamalıyız. "Derdi dünya olanın dünyalar kadar derdi olur" denmiştir. Evet dünyalar kadar derdimiz olmalı ama, dünyanın huzuru için. Kendi egomuz için değil. Hani denir ya, "Derdimi dinledim derdimden iğrendim,onun derdini dinledim derdimi beğendim”. Evet dertlenmeliyiz, düşünmeliyiz. Nefsi nefsi (hep bana) diyen değil, ümmeti ümmeti (hepimiz) diyen bir ruha sahip olmalıyız. İnsanlık için dertliyiz. Dünyamız için dertliyiz. Milli ve manevi eksiğimiz için dertliyiz. Neslimiz ve nefsimiz için dertliyiz. Ülkemiz, devletimiz için dertliyiz. Her şuurlu müslümanın da dertli olduğuna inanıyoruz. Bunları dert edinmeyende sıkıntı var demektir. "Dertsiz insan olmaz" demişlerdir. "Değerin derdin kadardır" derdimiz nedir? "Dert inletir, aşk söyletir" inliyoruz, söylüyoruz, yazıyoruz. Çünkü dertliyiz. Bir derdimiz yoksa veya dertleri yok sayıyorsak biz de bir eksiklik ve arıza var demektir. Onun için "dertsizseniz dert sizsiniz" yani sorun sizde, esas dert sizde demektir, unutmayınız. Selam ve dua ile…