İnsan vicdanı ne güzel bir terazidir. Bizi iyiliğe, merhamete,güzelliklere sevkeder.Mazlumun, ezilenlerin, kuyuya düşenlerin yanında olmak, onlara acımak, onları kayırmak, kurtarmak. Merhametli olan ve merhameti emreden yüce yaratanımızın bu vergisi, bu duyguyu gönüllere nakşetmesi insan için ne büyük bahtiyarlıktır. Allahın yüce elçisi, sevgili peygamberimiz Muhammed (a.s.) da bir Hadis-i Şerif'lerinde; "Yerdekilere merhamet edin ki, göktekiler de size merhamet etsin" buyururken, ne büyük bir erdemlilikten söz ederler.
Hepimizin ilgiyle takip ettiği gibi geçenlerde tüm ülkemizde heyecanla izlenen, vicdanları sızlatan, yetmiş metrelik dar bir kuyudan minik bir yavru köpeğin kurtarılmasını, bir canın yaşatılmasını büyük temennilerle hepimiz bekledik, izledik. Bu ne güzel bir duygu. Hayvanları bile kurtarır olduk. "Hayvan severlikte çağ atladık" diyen medya spikerlerini pür dikkat izledik. Kuyudan çıkarılan hayvanın ismini de "Kuyu" koyduk.
Fakat gerçek böyle midir? Kendi köpeği için ötekini taşlayan, yavrularıyla beraber kedi ve köpekleri uzak yerlere bırakıp azıtan, işi bitip yaşlandıktan sonra ormanda kurtlara terk edilen at ve eşekler, şu kış günlerinde yaban hayvanlarına kimileri yemler atarken, öbür yandan takır takır tüfeklerle av yapıyorum diyerek telef edilen kuşlar. Bunlarda hayvan ve korumaya, merhamete muhtaç değil mi? Hani Hz. Ömer; (r.a.) "Dağlara, taşlara yem serpin, Müslüman memlekette hayvanlar aç kaldı denmesin" derken nice can yakanlar var. Bu minvalde, "Canı yanan sabretsin, can yakan da yanacağı günü beklesin" ne kadar da anlamlı duruyor.
İnsanlığın kendi elleriyle kirlettiği dünyada zehirlenip, ölen hayvanlar derisi için katledilen porsukla balinalar, kürkü için avlanan hayvanlar öldürülmeli, öyle mi?
Ah menfaatçi insanlık! Küçük bir köpeği alkışlar eşliğinde şova dönüştürürken, keşke diğer çukurlardaki canlıları da bir görebilse. Aç gezen, açık gezen, okuluna gidemeyen, nice mazlum, mağdur ve ezik adeta kuyuda, çukurda yaşayan ve yaşayamayan Yusuf'lar, Aylan bebekler, kimsesiz kalmış yetimler, öksüzler biraz da bunları sevebilseler. Bu hayırsever ve hayvansever kimseler biraz da insansever olsalar.
İnsanlardan istenen esas görev, önce insan, sonra insan, tekrar yine insan iken, Dünya kan gölüne dönüyor. İnsanlık terörizme kurban ediliyor. Bazı kan sevici vampirler ise böyle besleniyor. Bilhassa insanımızı ve ülkemizi haince, dost görünerek, "Barış" diyerek arkadan bıçaklıyor. Bu gün insanlık değil, şovmenlik yapılıyor. Hayvanlar kadar insanlığa değer verilmiyor. Hele, "Tek dişi kalmış canavar"ı oynayan Avrupa ülkeleri, kendinden olmayana yaşam hakkı tanımıyor. Yazıklar olsun insanımsı görünümlü hayvanlara, yamyamlara!
Evet, köpekler kurtarılsın. Ama önce insanlık kurtarılsın. Kuyu, kuyudan çıkarıldı. Darısı hala kuyularda kalan Yusuf'lara...
Teşekkürler köy ölüm.
Ağzına yüreğine sağlık hocam keşke insan olarak insanca yaşayabilmek.