Bazı ustalar tamir etmemin yenisini yapmaktan daha zor olduğunu söylerler. Eskimiş, yıpranmış, kırılmış, dökülmüş, adeta virane olmuş bir yapıyı tamir etmemin zorluğu, uygunsuzluğu, pahalıya geldiği bilinen bir gerçektir. Onun için bazı uğraşlar beyhude olur. Emek israfı olur. Zaman kaybı olur.
Bu misali insan için de vermek hiçte yanlış olmaz. Hayatını şöyle böyle işlerle, malayani, lüzumsuz ve uygunsuz yaşam tarzıyla şekillendirmiş kimseyi daha sonra ıslah etmek, değiştirmek, geliştirmekte tıpkı çürük binanın üzerine kat çıkmak gibi zor ve zahmetlidir. İçi önceden bulanık su ile doldurulmuş bir sürahiyi temiz su ile tamamlamak ne ise beyni, kalbi, batıl ve boş işlerle dolu insanı geliştirmek, değiştirmekte öyledir. Taze ve boş beynin eğitimi mermere kazınan yazı gibi olurken, öbürü suya yazılan yazı gibidir. Kişiye bildiklerini unutturmak, inandıklarını bıraktırmak kolay değildir. Hiç bir şey bilmeyeni ikna etmek, yalan yanlış ve batıl şeylerle bildiğini iddia edenden daha kolaydır.
Şöyle bir şey vardır. Eğer bir elbise veya kumaş leke olmuşsa ilk iş onu kendimiz temizlemeye uğraşırız. Eğer beceremez isek kuru temizlemeye götürürüz. Kuru temizlikçi hemen şöyle der: Daha önce buna bir işlem yaptınız mı? Evet dersek, "Bu olmaz" der. İşte insanoğlu da daha önceki kir, leke, pas, hata, günah gibi masiyetlerle hayat kumaşını örselediği için, düzeltilmesi zordur. Binaenaleyh çocuk ve genç beyinleri doğru ve faydalı şeylerle donanımlı eğitmek gerekir ki daha sonra çürük binayı mantolama yapmak gibi olmasın. İnsanımızın büyük kısmı çok bildiğini zannederek nasihat ve öğüt kabul etmemektedir. Veya bildiği ile yaptığı uygun düşmemektedir.
Netice olarak olarak, temeli sağlam, geleceği huzurlu, iki cihanda da saadeti yakalama şuurunda bir nesil ve bireylerin yetişmesi hepimizin ortak derdi olmalıdır.
Selam ve dua ile...
Hocam elinize emeğinize sağlık