Dindarlık; iman-amel bütünlüğüne sahip olmaktır. Bir mü’minin Allah’ı razı etmek anlamında yaptığı her türlü eylemin adı olan ibadet, samimi dindarlığın göstergesidir. samimi olmayan dindarlık türleri hastalıklı bir bünyeye benzer.
-Oğlu, Lokman aleyhisselama sorar:
-Babacığım En iyi hasletler nedir?
-Lokman as; Oğlum ; Dindarlık, mal, haya, güzel ahlak ve cömertliktir.der
-Oğlum bu beş haslet kimde olursa, o kimse takva ehli, temiz bir kimsedir, Allahü Teâlâ’nın dostudur, şeytandan uzaktır der.
Günümüz müslümanının bölük pörçük dindarlık anlayışı şunlarla sınırlı….
*Çocuğunun adını Ahmet, Muhammet koymayı dindarlık sayanlar, kimi mezarlık ve cenazelerde baş örtüsü takmayı dindarlık sananlar, arabaya binerken besmele çekmek yeterlidir, arabasına Mushaf asmak, maşallah yazmak, kapısına bismillah yazmak, arabasında yada telefonunda ezan ve ilahi çalmak veya Allah’ın dediği olur yazıp, Allah’ın dediğine uymayan dindar iyi dindarlıktır.
Sokak hayvanlarına ekmek atmak cok dindarlıktır, güvercinlere, karıncalara yem atmak, yere düşen ekmeği öpmek, bayramdan bayrama yada Cuma’dan Cuma’ya cemaate katılmak...
Evinde ya da camide ayda yılda Kur’an okutmak, cebinde takye ve tesbih taşımak, eliyle tesbih çekmek, duada ellerinin şekline güvenmek, kendine uygun muhafazakar tv kanalını seyretmek, kendine uygun gazeteyi alıp okumak, başkasına nasihat edip, kendini unutmak, çocuğum birkaç sure bilsin Kur’an’ı öğrensin, ama ne namaz kılsın ne de Kur’an göre yaşasın gayretinde olmamak, Allah’tan korktuğunu söyleyip, yalan söylemekten korkmamak, Tekke ve türbeleri ziyaret edip, camilere uğramamak, mürit eleman, militan yetiştirip (burslar vererek) İslam adamı yetiştirmemek, kısa kollu gömlek giymemek, kollarını kıvırmamak.
Bu anlattıklarıma bakınca dindarlığımız ne kadar şekilci ve yüzeysel olduğu aşıkardır.
Hazreti Ömer de (ra): “Bir kimsenin sadece kıldığı namaza, tuttuğu oruca bakmayınız; konuştuğunda doğru söylüyor mu, kendisine bir şey emânet edildiği zaman emânete riâyet ediyor mu, dünya ile meşgul olurken helâl-haram gözetiyor mu, ona bakınız.” der.
Peki gerçekte dindar ve ahlaklı insan nasıldır.
-Allah’ın birliğine, onun meleklerine, peygamberlerine ve onlara vermiş olduğu kitaplara, ahiret gününe, öldükten sonra dirilmeye, kaza ve kadere inanacak, bu hakikati dil ile ikrar kalbi ile tasdik edecek,
-Hazreti Muhammed’in (Sallallahu aleyhi ve sellem) gösterdiği şekilde ibadetlerini yerine getirecek,
-Her hâlükârda Allah’a güvenecek, ve ondan asla ümidini kesmeyecek,
-Anasına babasına Allah’a isyan emri dışında itaat edecek,
-Emanete hıyanet etmeyecek, Verdiği sözde duracak,
-Temiz olacak, yasak olan şeylerden kaçınacak,
-Yalan söylemeyecek, yalan yere yemin etmeyecek,
-Kibirlenmeyecek, Allah için sevecek, sadece Allah için buğz edecek,
-En büyük gayesi hakiki bir müslüman olmaya çalışmak ve insanlara güzel örnek olmak olacak.
Kısacası elinden ve dilinden emin olunan olacak, kendisi için istediğini yaratandan ötürü herkes için isteyen olacak.Her günü günaha karşı oruçlu olacak, iyilikle iftar eden olacak. Dini dar olmak vardır, bir de dindar olmak vardır.
Mevla hepimize dini dar olan değil, gerçek dindar olmayı müyesser kılsın. Selam ve dua ile.