Milletlerin geçmişlerinde unutulmaması gereken önemli olayları vardır. Önemli olayların başlangıç, bitiş veya meydana geliş günleri anma veya kutlama günleri olarak hatırlanır ileriki yıllarda.
Dünya tarihine binlerce yıldır kahramanlar, dehalar hediye eden yüce milletimizin anma ve kutlama günleri tüm milletlerinkinden daha çok ve önemlidir. Ne yazık ki bu yüce ulusun adaleti, hoşgörüsü, kahramanlığı ve yönetiminden rahatsız olan bazı çıkar çevreleri zaman zaman dış düşmanların destekledikleri içerideki hainleri devreye sokarak özümüz, kimliğimiz, kültürümüz, inancımızı unutturma, yok etme çalışmaları gayretine girmişlerdir. Böyle zamanlarda milliyetçi, vatansever Türk aydınları, bu satılık beyinlere kimliğimizi, kültürümüzü hatırlatmak zorunda kalmışlardır. Böyle olaylardan birisi de 3 Mayıs 1944 tarihinde yaşanan olaylardır.
1942 Yılında ülke başbakanımız olan Şükrü Saraçoğlu aynı zamanda Türkçü bir yönetici olarak da tanınmaktadır.Bu durumunu meclis konuşmalarında sık sık dile getirmektedir. Lakin aynı dönemlerde devlet kadrolarına tescillenmiş solcular atanmaktadır. MEB'e getirilen Hasan Ali Yücel kominist olduğunu çekinmeden söyleyen arkadaş gurubunu da bakanlığın kadrolarına ve üniversitelere atıyordu. Eski koministlerden İ. Hakkı Baltacıoğlu fikrinin yanlışlığını anlayıp özüne döndükten sonra Eminönü Halkevinde konferans verirken, salonu dolduran solcu gençler konferansı proveke ederler. Olaylar çıkarırlar.
Durumun vahametini gören rahmetli Hüseyin Nihal Atsız Orhun dergisini 1944 Mart ve Nisan sayılarında başbakan ve devlet yetkililerini uyarmak için iki ayrı açık mektup yayınlar. Devletin içine girerek,beynine hükmetmeye çalışan virüsleri ve amaçlarını Türk halkına ifşa eder.". üniversitede devlet parasıyla okuyan talebeler yanlış yoldalar. Demek ki koynumuzda yılan besliyoruz. Sinsi zehirli yılanlar.Bekledikleri yerlerden yemleri geldiği zaman devleti arkadan vuracaklar. Kızıl (soyvetçi) sabahı Türkiye'ye getirmek isteyen yabancı ordulara ajanlık yapacaklar."şeklinde kaygılarını açıkça dile getirir.
Türk Milletine yazılan açık mektup MEB başındaki Hasan Ali Yücel'i telaşlandırır.İşin içine tescilli koministlerden Sebahattin Ali de karışır. Zamanın Ulus Gazetesi başyazarı Fatih Rıfkı Atay'ın da teşviki ile Atsız mahkemeye verilir. 26 Nisan 1944 tarihinde yapılan ilk duruşmaya üniversite gençliği büyük ilgi gösterir. Nihal Atsız mahkeme heyetine" Sebahattin Ali'den sorulsun. Hıyanetini ispat edelim mi? Buna razı mı? " şeklinde sorar. Sebahattin Ali sessiz kalır. İkinci celse 3 Mayısta yapılır. Büyük gençlik kalabalığının bir kısmı mahkeme salonunda Nihal Atsız'ı yalnız bırakmazken binlercesi de Ulus Meydanında protesto yürüyüşü yapar. Dava 9 mayısa ertelenir. Atsız tevkif edilir. Ülke çapında Türkçülere eziyet edilip tutuklamalar başlatılır.
Zeki Velidi Togan,Fethi Tevetoğlu, Necdet Sançar,Reha Oğuz Türkkan ve büyük dava adamı Alparslan Türkeş tutuklanır.
7 Eylül 1944 günü Başbakan İsmet İnönü’nün talimatıyla tutuklanıp tabutluklarda işkenceye maruz kalan 23 Türk Milliyetçisi "Gizli teşkilat kurma, düzeni bozmak, ihtilal hazırlığı yapmak..v.b. " bahaneleri ile yargı önüne çıkarılırlar." Irkçılık Turancılık" adı verilen dava 65 oturumda devam eder. Mahkeme 29 Mart 1945 tarihinde sonuçlanır. Rahmetli Nihal Atsız 6,5 yıl hapse mahkum olur. Temyiz edilen karar daha sonra 1 numaralı sıkıyönetim mahkemesince bozulur,böylece Atsız 1,5 yıl tutuklu kaldıktan sonra 23 Ekim 1945 tarihinde tahliye edilir. Askeri Temyiz Bozma kararında şu şekilde ifade verir.
(İşkence için Faşist Nazi Almanya’sından sözde Faşist ilan ettikleri Türkçüler için işkence aletleri getirttirilir)
"KİMSEDEN HAKSIZ YERE BİR ŞEY TALEP ETMİYORUZ. ATALARIMIZDAN KALAN MİRASIN MEFAHİRİMİZİN GÖMÜLÜ OLDUĞU TOPRAKLARIN BİZİM OLMASI ÜLKÜSÜNÜ KALBİMİZDE TAŞIYORUZ. ORALARI UNUTMAMAK İSTİYORUZ.
BEN BUNLARI ŞAHSIM İÇİN İSTEMİYORUM.ORALARDA ÇİFTLİK VEYA APARTMAN YAPACAK DEĞİLİM. MİLLETİM İÇİN DÜŞÜNDÜĞÜM HAKLARDAN DOLAYI KİMSE BANA VATAN HAİNİ DİYEMEZ. BU ÇİRKEF İFTİRAYI İADE ETMEYE DE TENEZZÜL ETMİYORUM. KİMİN HAİN, KİMİN VATANPERVER OLDUĞUNU TARİH TAYİN EDECEKTİR. HATTA ETMİŞTİR BİLE. "
3 Mayıs daha sonraki yıllarda rahmetli Atsız'ın da arzusu doğrultusunda 1954 yılından itibaren TÜRKÇÜLER GÜNÜ olarak kutlanmaya başlanır. Bu günün, yine rahmetli BAŞBUĞ tarafından çok önemsendiği,her yıldönümünde bizzat kendi katılımıyla Atsız'ın kabri başında dualar okutulup tekbirler getirildiği hepimizce malum olan anma programıdır.
Bizler,geleceğimize ışık tutan Türkçü, Turancı liderlerimizi bir taraftan rahmet ve şükranla anarken diğer taraftan da onların inançları, idealleri uğruna çektiği çileleri unutmamalıyız. Geçmişimizden ibret alarak gelecekte karşılaşabileceğimiz zorluklara, ihanetlere hazırlıklı olmalıyız.
Ömrümüz yetmez belki, ama hayal etmesi bile ayrı bir güzel..
DERLEYEN : Ahmet Uğur Özcan
Kaynaklar: https://www.otuken.com.tr/turkculer-gunu-3-mayis
https://tr.wikipedia.org/wiki/T%C3%BCrk%C3%A7%C3%BCl%C3%BCk_G%C3%BCn%C3%BC
https://tr.wikipedia.org/wiki/Nihal_Ats%C4%B1z
Ord.Prof.Dr.Reha Oğuz Türkkan
@ömeryılmaz (Tarihçi)
Hazırlansın tabutluklar, yine girip çıkacağız! Bir Türk'ün bir damla yaşı yok edecek dağı taşı!
Kardeşim ağzına eline yüreğine sağlık
Geçen haftalarda da kaleme değer, kayda geçer araştırma ve ardından gelen bu güzel çalışma. Misafir kalem diye adlettigimiz kalemden öte kılıç gibi. Tebrik ederim Ahmet uğur kardeşi. Türk milletinin böyle keskin kalemlerin ucundan damlayan ışığa ihrşyacı var. 3 mayısın senei devriyesinde, unutulmamak üzere; Alparslanlar, toğanlar, Orhun idillerin ruhları şad, Mekanları cennet olsun
Harika. Emeğine sağlık daha çok yaz bunlardan