Fatih UYSAL
Gazeteci
"Vatandaşların iyi niyetlerinin sarsılmasına sebebiyet veren her kim olursa bir an önce hakkında gereği yapılsın…
Ayancık, Türkeli, Kastamonu’nun Bozkurt ilçesinde yaşanan sel felaketinin ardından buralarda yaşayan vatandaşlarımızın maddi manevi zarar görmeleri üzerine tüm Türkiye tek yürek olarak Alevisi, Sünnisi, Kürdü, Türk’ü, zengini fakiri yardım çağrılarına duyarlılık gösterdi ve herkes gücü oranında katkı sağladı.
11 Ağustos 2021 tarihinde yaşanan felaketin izlerini silmek adına devletimiz bütün imkânlarını seferber etmiş, buraları bir an önce ayağa kaldırmak için gecesini gündüzüne katmıştı. Hani derler ya “devlet millet el ele” işte bu felaketin ardından devlet millet el ele vererek acıları sarmak için seferber olmuştu. İşte bu süreçte A’dan Z’ye her türlü ihtiyaç malzemesi, sıkıntının yaşandığı bölgelere gönderilmiş fakat ihtiyaç fazlası olan temel gıda maddelerinin bozulmaması adına yetkililer afet bölgesi ilan edilen bölgelerdeki ihtiyaç sahibi vatandaşlarımıza bu erzakların gönderilmesini istemişti.
Kurum ve kuruluşlar tarafından gönderilen bu yardım kolileri içinde fasulyesinden zeytinyağına, şekerinden makarnasına, zeytinine kadar akla gelebilecek her şey olurken kutuların dışında ise yardımı gönderen kurum veya kuruluşların belki de STK’lerin isimleri gözükmekteydi. İşte devletimizin gıda mamullerinin bozulmaması düşüncesiyle yapmış olduğu yardımlar, ilçemizde bir iki gün şaibeye mahal bırakacak şekilde (Görüntülerde görüldüğü üzere) dağıtılmıştır. Akabinde ise bu dağıtımların dikkatleri çekmesi üzerine siyasi partiler burada neler olup bittiğini sorgulamak istemiş fakat bir kamu çalışanının yanlış (!) veya art niyetli söylemi, bundan sonra yardım yapmayı düşünen insanların kafasında soru işaretleri oluşmasına sebebiyet vermiş en önemlisi de devletin itibarını sarsmıştır. Evet, bizler devletimizin iyi niyetine, milletimizin sağduyusuna inanan insanlarız.
Türk Milleti geçmişten günümüze her daim güçsüze destek olmuş, onlara sahip çıkmıştır. Burada da yine aynı hassasiyeti göstermek istemiştir. Fakat görevi ihtiyaç sahiplerine yardım etmek olan bir kurum çalışanı nasıl olurda insanların kafasında şaibe oluşmasına sebebiyet veren, devletin iyi niyetini gölgelettiren o kutuların üzerindeki yardım eden kurum ve kuruluşların yazılarını sökmeden dağıtım yapar (?) veya yaptırılmasına müsaade eder. Böylesine basit bir şeyi düşünmek bu kadar mı zor? Veya oraya gelen bir partinin ilçe başkanına “devletimiz ihtiyaç fazlası ürünlerin bozulmaması adına bu gıda maddelerini ihtiyaç sahiplerine dağıtımını yapmamızı istedi” söylemini yapmak o kadar mı zordu?
Acaba bu sözü söylemek o kişiye hukuki olarak bir sıkıntı mı oluşturacaktı? Peki ya şimdi? Yardım Paketlerinin adeta yağmalandığının halk arasında konuşulmasının ardından, bir partinin ilçe başkanının depoya giderek “Sosyal yardımlaşma vakfının görevlisine bu durumun ne olduğunu sordum. Görevli, ‘Ben de bir bilsem’ şeklinde cevap verdi.” Ben buradan yetkililere şunu sormak istiyorum… Yılların tecrübesine haiz olduğunu sürekli zikreden bir görevli ‘Ben de bir bilsem’ şeklindeki ” söylemiyle, 1- Yapılanı benimsemediğini mi vurgulamak istedi? 2-Ya da Devletin ihtiyaç sahiplerine dağıtılması için yolladığı bu yardımları içine sindiremediğini mi belirtmek istedi? 3- Ya da hükümeti mi zan altında bırakmak düşüncesiyle böylesine basit bir söylemde bulundu?
Evet, biz hukuka, adalete kısaca devletin gücüne inanan insanlarız. İnanıyoruz ki bu konuyu da en kısa sürede adli mecraları ve kamu kurum denetmenleri bu kurumda ki ödemeleri geçmişe dönük inceleyecek, halkın kafasının karıştırılmasına sebebiyet veren bu görevli hakkında en doğru kararı verecek ve kamuoyu vicdanını rahatlatacaktır. Netice itibarı ile ‘Şirin’ lakabını almış Gerze’miz bu yaşanan talihsiz olayla birlikte Türkiye gündeminde kötü bir imajla tanınmış tabiri caizse prestijini zedelemiştir.
Bu imajın yeniden tesisinin sağlanması adına kamuoyunda bu olayın akıllarda hiçbir soru işareti bırakmayacak şekilde çözümlenmesi gerektiğine inanıyor, burada verilecek kararın da bundan sonra devletin samimiyetine gölge düşürmek isteyen art niyetli kişiler içinde caydırıcı olmalıdır. Buradan öncelikle Cumhurbaşkanımıza, Bakanlarımıza, Sn. Sinop Valimize, Milletvekilimize, İl Başkanlarımıza, İlçe Başkanlarımıza hülasa herkese şunu söylemek isteriz; yardımseverlerin devlete olan güveninin tekrar pekiştirilmesi adına olayın takipçisi olacağımızı buradan bir kez daha hatırlatmak devleti dumura uğratmak isteyen kötü niyetli kişilerin hak ettikleri cevabı bir an önce alması gerektiğini vurgulamak isteriz…"