Tevekkül: Maksada erişmek için maddi ve manevi bütün tedbirleri aldıktan sonra Allah’a güvenmek, ona sığınmak demektir.
Müslüman sıkıntılı zamanında da, ferahlık zamanında da her halükarda Allah’a güvenmek zorundadır. Çünkü tevekkül etmek Müslümanın görevlerinden ve özelliklerindendir.
Kuran-ı Kerim Al-i İmran suresinin 159. ayetinde: Yüce Allah ‘Ey Muhammed karar verip azmettiğin zaman Allah’a dayan. Muhakkak ki Allah kendisine dayanıp güvenenleri sever’ buyurmaktadır.
Hani büyüklerimiz derler ki: Ağaca yaslanma kırılır. İnsana güvenme ölür. Yıkılmayan, kırılmayan, ölmeyen baki olan Allah’a güven.
Tedbiri alacaksın kararı Allah’a bırakacaksın. Örneğin; Evine hırsız girmesin diye kapını kapatıp kilitleyeceksin. Soğuktan korunmak için ısınacaksın, kalın giysi giyeceksin.
Yaşamak için yiyip- içecek gerekli gıdayı alacaksın. Hasta isen doktora gideceksin.
‘Tedbir gibi akıl yoktur’ buyuran Sevgili Peygamberimiz tedbirli yaşamın önemini vurgulamıştır. Onun, uyumadan önce ateşin söndürülmesini, kapıların kilitlenmesini, yiyecek ve içecek kapların üstünün kapatılmasını vb. tavsiyeleri bu konuda yol göstericidir. Vebanın bir türü olan taun hastalığının bulunduğu yere girilmemesi ve orada bulunanların dışarı çıkmamasına yönelik emri de salgın hastalıklara karşı tedbirli olmanın bir örneğidir. Onun için Kovid-19 salgın nedeniyle karantinada olanlar lütfen karantina süresine uymalı. Temas ettiği varsa onları da gereken yerlere bildirmeli. Unutmayalım bu salgın sadece devletimizin alacağı kararlarla önlenemez. Bizlerde üzerimize düşen vazifeleri yapmak zorundayız. Bu işin şakası yok. Rabbim şura s. 30. ayetinde ne diyor: ‘Başınıza gelen herhangi bir musibet, kendi ellerinizle işledikleriniz yüzündendir’
Grip gibi bulaşıcı hasta olanlarda zorunlu olmadıkça evlerinden çıkmamalı, başkalarına bulaşmasına sebep olmamalıdır.
Ahirette yaya kalmamak için bu dünyada hazırlığını yapacaksın. Adamda namaz yok, oruç yok, zekât yok, haç yok vb. sonra Allah affeder hayaline kapılıp avunup duruyor. Sen önce Allah’ın emirlerini yerine getirip yasaklarından sakınacaksın, görevini yapacaksın, ondan sonra Allah'ın işine karışmayacaksın. O ister af eder ister etmez.
Bir gün Peygamber Efendimizin yanına bir köylü geldi: Deveyi bağlayıp tamı, yoksa salıverip temi tevekkül edeyim, diye sorunca Peygamberimiz: ‘Deveni bağla öyle Allah’a emanet et’ buyurdu. Bunun Türkçesi Eşeğini sağlam kazığa bağla, kurt yerse öyle yesin.
Örneğin, bina yaparken gerekli malzemeden çalarsak, gerekli zemin çalışması yapmazsak, fay hattına, dere kenarına bina yaparsak, sel alıp götürür. Hafif sallantıda deprem yıkar. Bu tedbirsizliktir. Sonrada kendimizi avutmak için ‘Allah böyle dilemiş, takdiri ilahi buymuş, kader deyip geçersek, kaderi yanlış anlamış, yanlış yorumlamış oluruz. Bu kader değildir, bu kendimizi avutmaktır.
Tedbiri aldın mı? Hayır. Sen işini yap sonuca karışma. Biz bize düşen görevimizi hakkıyla yapalım. Kararı Allah’a bırakalım. Elbette her tedbiri almak takdiri değiştirmeyebilir.
Tevekkül ve kaderi yanlış anlamak, insanı tembelliğe ve başkasına yük olmaya sevk eder.
Allah'a tevekkül ettim, alın yazım ne ise o başıma gelecektir, deyip ağaç gölgesin de boş boş yatarsan Hz. Ömer’in dediği gibi gökten ne altın nede gümüş yağar.
Ancak çok çalışmamıza rağmen bir türlü ipin iki ucunu bir araya getiremeyebiliriz. İşte bu kaderdir.
Hasta olmamak için dikkatli davranacağız. Ama hasta olduk mutlaka doktora gideceğiz.
Kovid-19 mikrobuna karşı Maske, Mesafe ve Temizlik tedbirlerini almak zorundayız.
"Bana bir şey olmaz" deyip, kurallara uymazsak, tedbirimizi almazsak görevimizi yapmamış, iyi bir Müslüman, iyi bir vatandaş değiliz demektir. Tedbirleri almamıza rağmen bu hastalığa yakalanabiliriz, işte bu kaderdir.
Tedbirleri almayıp bu sebeple başkasına zarar verirsek en büyük günahı işlemiş oluruz.
Yüce Allah’ın ifadesiyle, "Haksız yere bir insanın ölümüne sebep olan, bütün insanları öldürmüş gibi olur."
Müslüman kimdi? Komşusunun kendisinden emin olduğu, eliyle ve diliyle zarar vermediği kimseydi.
Maalesef bizler en önce yapmamız gerekeni en son yapıyoruz. Tevekkül demek görevi Allah’a havale etmek değil, üzerine düşeni yaptıktan sonra sonucu, kararı Allaha bırakmaktır.
Nisa s. 71. ve Bakara s. 195. ayetlerinde Yüce Allah şöyle buyuruyor:
‘Ey iman edenler! Tedbirinizi alın. Kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın.
Rabbim cümlemize sağlık ve sıhhat nasip eylesin.
Hasta olanlara acilen şifalar ihsan eylesin. AMİN