Mevlid demek: Doğum yeri, doğum vakti demektir. Yani Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’in doğum gecesine verilen özel isimdir.
Hazreti Muhammed Aleyhis Selam; Miladi 571 yılında Nisan ayının 20 sinde, Kameri aylardan ise Rebiülevvel ayının 12. Pazartesi gecesi sabahı dünyayı nurlandırdı.
28 Ekim 2020 Çarşamba günü akşamı Peygamber Efendimizin 1449. Doğum Yıl dönümüdür. Hz. Muhammed’in Annesi Amine Hatun, Babası Abdullah, Dedesi Abdülmuttalib, Ebesi Şifa Hatun’dur. Evet Mekke şehrinin Abdülmuttalib Mahallesi zukakı meclis adı verilen sokakta bundan 1449 sene önce dünya ve ahıret yurdunun sönmez güneşi, Peygamberlik zincirinin son halkası Hz. ti Muhammed (A.s) dünyaya teşrif ediyor ve dünyayı nurlandırıyor.
Hz. Muhammed’in doğumunu Annesi Amine validemiz şöyle anlatıyor:
Gebeliğimin altıncı ayında bir gece karşıma bir adam geldi. (Adam dediği bir melek) Ya Amine bil ki sen Alemlerin hayrına hamilesin. Çocuk doğunca ismini ‘Muhammed’ koy. Halini de kimseye anlatma dedi. Derken doğum zamanı geldi, evde yalnızdım. O anda ürpertici bir ses geldi. Çok kortum. Bir Akkuş gelip sırtımı sıvazladı. O zaman bende, korku kaygı hiçbir şey kalmadı gitti. Melekler beyaz kase içinde şerbet sundular. Şerbeti içince kendimi ışık çağlayanı için de buldum. Yanımda üç kadın vardı. Hz. Meryem. Hz. İsa (a.s.) ın Annesi. Hz. Asiye. (Firavunun eşi) ve Hurilerden bir huri. Bu üç kadın Hz. Amine’ye doğum yaparken yardımcı olmuşlardır.
Hz. ti Muhammed (a.s) doğduğu zaman vücudu tertemiz, sünnet olmuş, göbeği kesilmiş, Peygamberlik mührü de sırtına vurulmuştu.
Artık insanoğlunu, düştüğü karanlıktan kurtaracak olan gökteki güneş doğmuştu. Çünkü o zaman Araplar başta olmak üzere bütün dünya karanlık bir cehalet devri yaşıyordu. Hak dini olan Hz. İbrahim’in dini Hanif dininden uzaklaşmışlardı. Kendi yaptıkları putlara tapıyorlardı. Sosyal hayat bozulmuş, Ahlak diye bir şey kalmamıştı. Kadınlar bir ticaret eşyası gibi pazarlarda alınıp satılıyordu. Yetmedi kadın kız çocuğu doğurdu diye horlanıyor o masum kız çocuğu da canlı canlı toprağa gömülüyordu. Hak- Hukuk- yoktu. İnsanlar içki ve zulüm bataklığında yüzüyordu. Kısacası insanlık yoktu.
Şair o devri bakın nasıl anlatıyor:
O ki belalı devir, Hayat zehir mi zehir. Yüzü siyah bir dünya, ırmakları kan ve kir. Gelinlik kız toprakta, Sırtlan babaya esir. Çölün canavar ağzı insan yutuyor bir bir. Mekkenin sırtında put, ve yığın yığın kafir. Bulutlar kara kara, Güneş gökte misafir. İşte gökteki o misafir doğum yıl dönümünü kutladığımız bu gece dünyayı onurlandırdı. O Rahmet Peygamberi hakkında Yüce Allah Tevbe Süresinin 128. ayetinde mealen şöyle buyuruyor: Andolsun size kendinizden – içinizden- öyle bir Peygamber gelmiştir ki, sizin sıkıntıya uğramanız ona çok ağır gelir. O size çok düşkün, müminlere karşı çok şefkatlidir, merhametlidir.
O Rahmet Peygamberini seven onun yolundan giden kurtulur. Onun getirdiği Din ne diyor: Haksız yere bir insanı öldüren bütün insanları öldürmüş gibidir. Zulmeden, Zulme alkış tutan, Zulüm karşısında susan dilsiz şeytandır. Kadın anadır, yardır, sevdadır. Cennet ayağının altındadır.
Şu kıssa ile yazımı bitirmek istiyorum.
Hz. Abbas (r.a) Rüyasında Ebu Lehebi görür, halini sorar. (Ebu leheb Peygamber Efendizin öz amcası. Peygambere iman etmediği gibi eşiyle birlikte ona zulmetti).
Ebu lehep: Peygambere iman etmediğim için Allah bana azap ediyor. Ama Pazartesi geceleri azap etmiyor. Sebebi, yeğenim Muhammed dünyaya geldiği gece cariyem Süveybe bana o müjdeyi verince bende sevincimden dolayı müjde mükafatı olarak onu azad ettim. Bu sevgimden dolayı sadece pazartesi geceleri Allah bana azap etmiyor, cevabını verir.
Rabbim bizleri Peygamber Efendimizin yolundan ayırmasın. Şefaatine nail eylesin. Mevlid Kandilinizi tebrik eder, Sağlıklı, huzurlu günler diler, Allaha emanet olun.