Üzerinde yaşadığımız cennet mekân güzel vatanımız, atalarımızın bize en büyük emanetidir.
Onlar Anadolu coğrafyasını vatan edinmek için ellerinden geleni yapmış, bu uğurda mallarıyla canlarıyla savaşmış ve asırlar boyu bu toprakları korumak için olağan üstü gayret göstermişlerdir.
Ne var ki "Su uyur düşman uyumaz" atasözünde vurgulandığı gibi, Müslüman Türk Milletinin düşmanları hiç uyumamış hep sinsi emeller beslemişlerdir.
Birinci Dünya savaşında da bize yedi cepheden saldırmışlar ve hemen Ana yurdumuz Anadolu’yu paylaşmaya kalkışmışlardır. Her zaman olduğu gibi bu asil millet, bu yüce millet istiklal ve hürriyetini korumak için, Gazi Mustafa Kemal ATATÜRKÜN önderliğinde şahlanarak her türlü yokluğa ve olumsuzluklara rağmen büyük bir istiklal mücadelesi vererek namusu saydığı vatanını düşman işgalinden kurtarmıştır.
Asırlardan beri hâkim olduğu Anadolu topraklarında milli egemenliğini aynen korumuş, ‘TÜRKİYE CUMHURİYETİ’ adıyla yeni bir devlet kurmuş ve 29 Ekim 1923 tarihinde de bunu bütün dünyaya ilan etmiştir.
93.ü yıl dönümünü idrak edip coşkusunu yaşadığımız Cumhuriyet, çoğunluk sistemine ve milli iradeyi temsil etme esasına dayanan, insanların düşünce ve inançlarını serbestçe ifade edip yaşamalarına imkân veren, istişareye dayalı bir idare şeklidir.
CUMHURİYET terimi’ Cumhur’ sözünden türetilmiştir. CUMHUR kelimesi Arapçada: toplu halde bulunan kavim, çoğunluk gibi anlamlara gelir.
O halde Cumhuriyet toplumun yani milletin kendi kendisini idare etmesi demektir.
Cumhuriyet idaresinde hükümdar yoktur. Çünkü bu idare şeklinde iktidara talip olanlar millet tarafından belirli bir zaman için seçilirler. Yetkileri ve görevleri anayasa ve yasalarda belirtilmiştir. Millet her zaman işbaşındakileri denetler ve hesab sorar. Sınıf, zümre ve aile imtiyazları yoktur.
İslam Dini istişareye büyük önem vermiştir. Kuran-ı Kerimin Ali İmran Süresinin 159.u Ayet in’de Yüce Allah Peygamber Efendimize ve onun şahsında bizlere mealen şöyle buyurur: ‘İş konusunda ashabına danış, onlarla istişare et. Kararını verdiğin zaman da artık Allah’a güven’
Hazreti Peygamberin vahiy gelmeyen konularda, Ashabının ve Dört Büyük Halifenin uygulamaları ve Peygamber Efendimizin vefatından sonra küçük büyük bütün problemlerin çözümü hep istişare ile olmuştur.
İslam dininde, Allah’ın kesin emir ve yasakları konusunda tartışma söz konusu olamaz. Ancak dünya işlerinin düzene konması, vatan ve millet için yararlı olanların belirlenmesi amacıyla istişarede bulunulması ve sonucunda da çoğunluk görüşünün esas alınması İslam’a uygun bir davranıştır.
Bize düşen görev Cumhuriyet ruhunu gayesinden saptırmadan devletimizi liyakatli ellerde yükseltmek, yüceltmek ve bu mukaddes emaneti bizden sonraki nesillere en iyi bir şekilde devretmek olmalıdır.
Bu vesile ile bütün şehitlerimizi, gazilerimizi, devlet büyüklerimizi rahmet ve minnetle anar, ruhları şad olsun mekânları cennet olsun. Bayramımız kutlu olsun.