Dil, beş duyu organımızdan biridir. Genelde insanlarla iletişimi onun sayesinde yaparız.
Dil küçüktür. Ama marifeti büyüktür. Hayır kapısını da şer kapısını da açan bir anahtar gibidir. Kişinin küfrü ve şahadeti ancak dilin ifadesiyle anlaşılır.
Dilin tehlikesi büyüktür. Dil bir Ata benzer. Dizginlerine sahip çıkamazsan, arabanın direksiyonuna sahip çıkamama gibi insanı nereye atacağı belli olmaz. Çaresi ya hayır söylemektir yâda sükûttur. Onun için yeri geldiğinde susa bilmek erdemliktir.
Peygamberimiz hadislerinde: ‘Allaha ve ahıret gününe iman eden kimse ya hayır söylesin yâda sussun. Sükût eden kurtulmuştur.’ Buyurmuşlardır.
Bir sahabi Peygamberimize: ‘Ey Allah’ın Rasulü İslamiyet hakkında bana öyle bir şey öğrekti artık başkasına bir şey sormaya lüzum kalmasın deyice, Peygamberimiz: ‘Allah’a inandım de, sonrada özünle, sözünle, doğru yolda bulun.'
Sahabi ilaveten en çok haramdan hangi organımı sakınayım deyice Peygamberimiz: eli ile dilini göstererek ‘buna sahip ol’ buyurmuşlardır. Âdemoğlu sabaha çıktığı vakit bütün azaları dile baş eğerek derler ki: Ey dil bizim hakkımızda Allah’tan kork. Çünkü sen doğru yolda olursan bizlerde doğru yolda oluruz. Şayet sen sapıtırsan, yoldan çıkarsan bizlerde yoldan çıkarız.
Hz. Ali Efendimiz derki: Çok konuşan çok hata yapar. Çok hata yapanın hayâsı azalır. Hayâsı azalanın takvası azalır. Takvası azalanın ise kalbi ölür. Kalbi ölende cehenneme girer.
Sadi Şirazi derki: İnsan ruhunu iki şey karartır. Susulacak yerde konuşmak ve konuşulacak yerde susmak.
Olgun ve ahlaklı bir insanın küfürlü konuşması, müstehcen sözler sarf etmesi çok çirkin ve yanlıştır. Bu sözler bizi hem insanların hem de Allah katındaki değerimizi azaltır.
Kur’an-ı Kerimin Nur S. 19. ayetinde Yüce Allah şöyle buyurur: ‘İnsanlar arasında çirkin şeylerin yayılmasını arzulayan kimseler için dünyada da ahirette de çetin bir azap vardır.
Peygamber Efendimiz: ‘Karşılıklı bir birine sövenler şeytanlardır. Cennet fahiş ve çirkin söz konuşanlara haramdır. Müslümanların Allah katında değerini artıran özelliklerden birinin de güzel sözlü olmalarıdır’. Buyurmuşlardır.
Eski Diyanet İşleri Başkanlarımızdan Ömer Nasuhi Bilmen Hocamız: Dine, İmana sövmek imanın ve nikahın tazelenmesini gerektirir demiştir. (Büyük İslam İlmihali S.308)
Dilin en büyük zararlarından biride iftira ve gıybettir. İftira ve gıybette kurana göre en büyük günahlardandır. Çünkü bu davranışlar fitneye sebeptir. Fitne ise ayrımcılık, bölücülük, karışıklık, geçimsizlik, huzursuzluk, ara bozmak demektir.
Kur’anı Kerimin Bakara s. 117 ve 191. ayetlerinde: Fitne çıkarmanın adam öldürmekten daha kötü ve daha büyük günah olduğu ifade edilmiştir.
Peygamberimizde: Bölücülük yapanın bizden olmadığını söylemiştir.
Mansur Bin Ammara göre: Bir kimse kendi ayıbını görmeye devam ettiği müddetçe başkasının ayıbı onu meşgul etmez. Bir kimse kendi ayıbından uzak olduğu müddetçe başkasının ayıbı onu meşgul eder. Bir kimse Müslüman kardeşi için bir kuyu kazarsa eninde sonunda kendisi de öyle bir kuyuya düşer.
Dilin zararları çoktur. İnsanları birbirine düşüren, kavga ettiren, cinayetler çıkartan, fitne çıkan, yalan konuşan, yalan şahitliği yapan.. Hep dildir.
Onun için evvela düşünüp sonra söylemek gerekir. Her aklına geleni söylemeye kalkan kişi, sonra ne söylediği düşünemez hale gelir.
Söz bir silah gibidir. İyi kullanılmadığı takdirde geri teper, kullanan kişiye zarar verir. Onun söylenen sözün kendisine ve başkasına zarar vermemesi için sözü; uygun bir şekilde ve gerektiği zaman söylemek gerekir.
Yunus Emre derki: Söz ola kese başı, Söz ola kestire savaşı.
Atalarımız ne demiş: Dil insanı vezirde yapar, rezilde yapar.