Halkımızın hakkında az bilgi sahibi olduğu ve fazlaca yanılgıya düştüğü, üzerinde önemle durulması gereken konulardan birisi de adak kurbanıdır, kısaca bu konudan bahsetmek istiyorum.
Arapçada 'Nezir' diye ifade edilen adak, fıkıh dilinde, "Bir kimsenin dinen yükümlü olmadığı halde, ibadet cinsinden bir şeyi kendisi için vacip kılması"nı ifade eder. Diğer bir ifadeyle, "Kişinin sorumlu olmadığı halde, farz veya vacip cinsinden bir ibadeti yapacağına dair Allah'u Teala'ya söz vererek, o ibadeti kendisine borç kılması" dır.
Kur'an-ı Kerim'de, verilen sözde durulması ahde ve akitlere bağlı kalınması (Maide,5/1:İsra,17/34), Allah'a verilen sözün tutulması (Nahl,16/91) emredilmiştir. Adak, kişinin ibadet niteliğindeki bir şeyi yapacağına dair Allah'a söz vererek, üzerine borç kılması anlamına geldiğinden, bu borçtan kurtulması için adağını yerine getirmesi gerekir. Belirlenerek adanan şey aynen yerine getirilmedikçe adak yükümlülüğü üzerimizden düşmez. Mesela; "Şu işim olursa bir dana keseceğim" deyip, bir koç kesmek yükümlülüğü ortadan kaldırmaz. Ama koç adayıp, dana kedersek yükümlülük ortadan kalkar. Değer olarak yerine getirilen şey, adanandan fazla olması lazımdır. Kurban keseceğine dair adakta bulunan kişi, ancak kurban kesmek suretiyle adağını yerine getirmiş olur. Bu itibarla adak kurbanını kesmek yerine, parasını fakirlere vermek yada ayni yardımda bulunmakla bu adak yerine getirilmiş olmaz.
Adak sadece hayvan adamak değildir, mesela kişi, "Şu işim olursa, fakirlere yardım edeceğim" derse, bu da bir adaktır. Hakımızın özellikle yanılgıya düştüğü taraf ise şurasıdır. Kişi eğer şu işim olursa veya oğlum askerden gelirse çoluk çocuğumla birlikte bir koç kesip, yiyeceğim diye adakta bulunduğu zaman, o adaktan onun usül ve furü (yukarı ve aşağı giden nesil, babasının babasının babası, annesinin annesinin annesi veya çocuğunun çoçuğunun çocuğu) yiyemez. Kısacası, bakmakla yükümlü olduğu kimseler bu adaktan yararlanamaz. Şayet yemiş olursa, yediği et değerinde parayı bir fakire vermesi gerekir. Bir de şu var ki, mesela ben amcama adağımdan bir parça verdim, sonra onun evine gittim o etten yedim. Yememde hiçbir mahsur yoktur, o benden çıkmiştır, amcama aittir.