Başımızı şöyle bir geriye çevirip, geçen seneki Ramazan'ın sonuna dönecek olursak, bir dahaki Ramazan'a daha 11 ay var diyorduk. Evet, işte bakınız bir Ramazan'dan bir Ramazan'a daha yaklaşmış bulunuyoruz. Nasıl da çabucak geçti o 11 ay.
Ömürde böyledir, çok sandığımız, bitmez tükenmez dediğimiz atmış, yetmiş senenin sonunda şöyle bir geriye baktığımızda neler göreceğiz? Boşuna geçirdiğimiz zamanlar, iki damla bile olsa gözyaşı dökmediğimiz kandiller, kıymetini bilemediğimiz zayuziyan ettiğimiz Ramazan'lar. Bunları düşünüp, bin kere ah-ü vah edip, ellerimizi dizlerimize vurmamız gerekirken, bunları hiç düşünmememiz çok düşündürücüdür. Fakat zaman geçmiş, kuş elden uçmuştur. Ömür son istasyona doğru iyice yaklaşmış ve Azrail (a.s.) kapımızı vurmaya her an hazır durumdadır. Öyle bir ay geliyor ki; cehennem kapılarının kapatıldığı, cennet kapılarının açıldığı, şeytanın zincire vurulduğu bir ay, öyle bir ay geliyor ki minarelerin ışıl ışıl yandığı, camilerimizin pırıl pırıl parladığı, kandillerin yandığı bir ay, öyle bir ay geliyor ki zengin, fakir, alim, cahil, amir, memur, büyük, küçük demeden yan yana omuz omuza gönül gönüle el ele coşku ve neşe ile teravih namazlarını kılacağımız bir ay, öyle bir ay geliyor ki; camilerin dolup taştığı, müslümanların neşe ve mutluluk saçtığı, müminlerin birbirlriyle kaynaşıp kucaklaştığı, milli-birlik ve beraberliğimizin ileri derecelere ulaştığı bir ay, yeryüzüne ilmi, nuru, adaleti ve hakkı hakim kılan mukaddes kitabımız Kur-an-ı Kerim’in sure sure, ayet ayet, inmeye bütün keder ve üzüntülerin dinmeye başladığı bir ay. Bu dünya öyle bir dünya ki gider de bir daha geri gelmez,ahiret alemi de öyle bir alemdir ki gelir de bir daha onun meşakkatini omuzlarımızdan atamayız. Bilhassa şu hususu hatırlatmak isterim ki, bu Ramazan'ımızın son Ramazan'ımız olmayacağına dair elimizde hiçbir senedimiz yoktur. Ölümün ne zaman geleceği, Azrail'ın (a.s.) kapımızı ne zaman çalacağı belli değildir. Belki bazı Müslüman kardeşlerimiz nasıl olsa bir ramazan daha gelecek diye geçen sene bu senenin hesaplarını yapıyordu ama, şimdi aramızda değiller, maalesef hesapları tutmadı. Onlardan yüzlercesi belki de binlercesi öbür aleme göç ettiler.
Allah-u Teala, "O Ramazan ayıdır ki Kur'an-ı Kerim onda indirildi". Peygamberimiz de (s.a.s.), "Kim farziyetine inanarak Cenab-ı Hak'tan sevabını umarak Ramazan orucunu tutarsa, geçmiş günahları affedilir." buyurmuşlardır. Aklımızı başımıza alalım değerli kardeşlerim. Bu ramazanı kendimize bir fırsat bilelim, bu ramazanımızın son ramazanımız olabileceğini düşünerek, Allah-u Teala'ya öyle niyazda bulunalım, son pişmanlığımız elimize geçmez. Önümüzdeki günlerde idrak edeceğimiz Ramazan ayının bizlere ve bütün İslam alemine hayırlar getirmesini yüce Allah'tan niyaz ederim.
Peygamber efendimiz hadislerinde buyurduğu gibi yarın mahşerde kişi ömrünü nerede tükkeytiğindren hesaba çekilmeden bir adım bile atamaz en çok israf ettiğimiz zaman israfıdır Rabbim Rızasını kazanacak Ameller işlemeyi nasip etsin