Mevlid Kandili, sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa'nın (s.a.s) doğduğu gecedir. Bundan 15 asır evvel, cihan semasını baştan başa kara bulutlar sarmıştı. Kalpler, Allah fikrine yabancıydı, gönüller, Peygamber inancından uzaktı, beyinler şarap küplerine dalmıştı, kız çocukları diri diri toprağa gömülüyor, ruhlar puthane, barhane ve kumarhanelerin kahredici balyozları altında inliyordu. Zaman hastaydı, mekan hastaydı… Kısaca insanlık hastaydı. Hak yoktu, adalet yoktu, sevgi yoktu, barış yoktu, kardeşlik yoktu.
Böyle korkunç bir bunalım içine yuvarlanmış olan insanlığı, ancak ilahi bir nur, Rahmani bir şifa, Rabbani bir rahmet kurtarabilirdi. İnsanlık bu nura, bu şifaya, bu rahmete hasretti.Dört gözle bir kurtarıcı bekliyordu.
İşte merhameti sonsuz olan Yüce Rabbimizin lütfuyla Miladi 571 senesinde Rebiülevvel ayının 12. gecesi sabaha karşı Mekke’de "Alemlere rahmet olan" (1) yüce Peygamber Hz. Muhammed Mustafa (s.a.s) dünyaya şeref verdi.
Doğduğu zaman vucudu tertemiz, sünnetli, göbeği kesilmiş ve peygamberlik mührü sırtına vurulmuş olan şanlı önderimizin, dünyaya şeref verdiği gece yeryüzünde nice harikalar vucuda gelmiştir. Kisra sarayının burçları yıkılmış, İran'da bin yıldan beri yanan ateş sönmüş, Save gölü kurumuştu. O gece meydana gelen hadiseleri gören Yahudi alimleri, "İsrail oğullarından Peygamberlik gitti, Yahudi alimlerin itibarı kalmadı" diyerek kederlenmişlerdi. Daha gençliğinden itibaren herkes tarafından "Muhammedül-Emin" diye vasıflandırılan Peygamberimiz'e(s.a.s) kırk yaşında "Peygamberlik" verildi. Allah'ın kendisine verdiği vazifeyi yapmaya, insanları İslam'a davet etmeye başlamıştı.
Bu yolda bir çok eziyet, işkence ve olaylarla karşılaştı. Bazen taşlanır, bazen tehdit edilir, bazen de geçeceği yollara dikenli çalılar atılırdı. Ama o, bütün bu yapılanlara rağmen vazifesine sabırla devam etti. Nihayet 622 senesinde Mekke'den Medine'ye hicret etti. Allah'ın son elçisi görevine, orada devam etti. Artık Kur'an-ı Kerim'in inişi tamamlanmış, İslam'ın bütün hükümleri tebliğ edilmiştir. Miladi 632 Hicretin on birinci yılı, ahirete göç etmiştir.
Hayatı boyunca O'nun izinden ayrılmayan müminlere ne mutlu ki O'nun büyük şefaati o müminleri bekliyor. Zira, O şöyle buyuruyor; "Her Peygamberin kabul olunmuş bir duası vardır. Her Peygamber bu duasını kullandı fakat, ben duamı kıyamet gününde ümmetime şefaat etmek için sakladım." (2)
Evet, bir Müslümanın, cemiyet içindeki durumu makam ve rutbesi ne olursa olsun, önderi ve örneği Yüce Rabbimizin "Alemlere rahmet ve bütün insanlığa Peygamber" olarak gönderdiği Allah'ın Rasulü Hz. Muhammed (s.a.s) olmalıdır.
Yazımı, Peygamber Efendimiz'in (s.a.s) güzel bir Hadis-i Şerif'i ile bitirmek istiyorum: "Sizden hiç biriniz, beni annesinden, babasından, çocuklarından ve bütün insanlardan daha çok sevmedikçe iman etmiş olamaz." (3)
Bu vesileyle, 29 Kasım Çarşamba gününü, 30 Kasım Perşembe gününe bağlayan gece kutlayacağımız Mevlid Kandili'nizi tebrik eder, hepimiz için hayırlar getirmesini Yüce Allah'tan niyaz ederim.
1-) Enbiya süresi:107
2-)Hadis-i Şerif Riyazüs Salihin
3-)Hadis-i Şerif Riyazus Salihin