Canın, malın, dinin, neslin ve aklın korunması bütün semavi dinlerde zaruri olarak kabul edilmiştir. Her birimiz ayrı ayrı bunların gereğini yerine getirmekle mükellefiz. Dikkat edilecek olursa bir toplumun ayakta durabilmesinde bu beş esasın büyük payı bulunmaktadır.
Bu haftaki üzerinde duracağım konu bütün insanları ilgilendiren trafik konusudur. Gerçekten gün geçmiyor ki, bu konuda üzücü bir olayla karşılaşmış olmayalım. Etrafımıza baktığımızda sakat insanlar, ana babalarını kaybetmiş yavrular, bir demir yığını haline gelmiş nakil vasıtaları, yüreklerimizi parçalayan manzaralardır.
Allah-u Teala ayet-i kerimede, "Kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayın." buyuruyor. Allah'ın emri bu olduğu halde kendimizi kendi elimizle tehlikeye attığımız bir gerçek. Çünkü ilgililerden aldığımız bilgilere göre yurdumuzda meydana gelen trafik kazalarının umumiyetle şoför, yaya ve yolcu hatası olduğu müşahede edilmiştir. Yani kazaların %95'inde insanların kusurlu olduğu görülmektedir. Bunların arasında da en çok kusur payı sürücülerimize düşüyor.
İnsanların sebep oldukları bu tür kazaların temeline bakacak olursak, bunun ehliyetsizlik, bilhassa içkili ve uykusuz iken araç kullanmak, trafik kurallarına uymamak, yollardaki trafik işaretlerini bozmak, bakımsız araçla yola çıkmak gibi durumlar olduğunu görmekteyiz.
Bütün bu hususlara ve ihmalkar davranışlarımızın neticesinin nereye vardığına bir bakalım. Mesela, Türkiye'de karayollarında son 10 yılda meydana gelen trafik kazalarında, 42 bin 447 kişi hayatını kaybetmiş, 2 milyon 26 bin 986 kişi de yaralanmıştır. Yılda ortalama 955 bin, günde ise 2 bin 600'den fazla trafik kazasının meydana geldiği Türkiye'de, on yıl boyunca günde yaklaşık 12 kişi kazalarda yaşamını yitirmiş, 555 kişi ise yaralanmıştır. Bu istatistikler, 2004-2013 yılları arası içindir.
Unutmamak gerekir ki müslüman, uyanık ve tedbirli insandır. Tedbirsizlik ve diğer hususlarla kazaya sebep olanlar günahkar olurlar. Toplum içinde yaşayan insan yalnız kendisi için değil, aynı zamanda başkaları için de yaşar.
Müslüman değil insanlara, yeryüzündeki bütün mahlukata merhamet duyan, acıyan kimsedir. Yeri gelmişken ilçemizin trafiğinden de azıcık bahsedeyim. Maalesef ilçemizde trafik denetleme olsun, insan haklarına saygı olsun hiç yok denecek kadar az. Caddelerde yayalar gezemiyor, kahveci masalarını çıkarmış oyun oynatıyor.
Manav zarzavatını çıkarmış satış yapıyor, yine bazı dükkan sahipleri sokaklarda mallarını sergiliyor, öteyandan bazı vatandaşlar, sokaklara rasgele arabalarını çekiyor. Velhasılıkelam, ilçemizin trafik sorunu hiç mi hiç hoş görünmüyor.
Öyleyse, bütün bu eksiklikleri gidermek için ne yapmamız gerekiyor? İlk önce insan haklarına saygıyı öğrenmeliyiz. Mevcut trafik kanun ve kaidelerine uymamız gerektiğini hatırımızdan çıkarmamalıyız, üçüncü olarak da, trafik eğitimine önem vermeliyiz.
Trafik kaidelerinin sadece vasıta kullananları değil, hepimizi alakadar ettiğini hatırımızdan çıkarmamalıyız. Trafik eğitimine önem vermeliyiz. Ne işle uğraşırsak uğraşalım, medeni bir insan olarak trafik bilgilerini öğrenmemiz gerektiğini bilelim. Bu konuda çocuklarımızı da eğitmeye mecbur olduğumuzu da unutmayalım.
O halde trafik kurallarını öğrenmek ve bu kurallara uymak, tedbirli olmak hepimiz için bir vazife olmalıdır.